Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) Nedir?
Hayatın her alanında “ya kötü bir şey olursa?” düşüncesiyle yaşamak, zihnin sürekli bir tehlike arayışı içinde olması anlamına gelir. Günlük olaylar karşısında aşırı endişe duymak, kontrol edilemeyen düşüncelerle birlikte sürekli bir gerginlik hissi yaratır. Bu durum geçici bir stres değil, süreklilik kazandığında Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) olarak adlandırılır. Kadıköy Suadiye Psikiyatri Kliniği’nde hizmet veren Uzm. Dr. Turan Çetin, yaygın anksiyeteyi yalnızca bir “kaygı hali” değil, kişinin yaşamla kurduğu ilişki biçiminin bir sonucu olarak değerlendirir. Bu bozuklukta kişi, tehlike geçtikten sonra bile kaygı duymaya devam eder; zihin “rahatlama” halini unutur. Sonuç olarak kişi, bedensel olarak gergin, zihinsel olarak sürekli tetikte yaşar.
Belirtiler ve Gelişim Süreci
Yaygın anksiyete bozukluğu genellikle yavaş ve fark edilmeden başlar. Kişi başta yalnızca “biraz fazla düşünüyorum” der; ancak zamanla bu düşünceler sürekli bir kaygı döngüsüne dönüşür.
Sık Görülen Belirtiler:
- Sürekli “ya ters giderse?” düşüncesi
- Günlük olaylarda bile aşırı endişe
- Zihni susturamama, sürekli analiz etme
- Uykuya dalmada zorluk, sık uyanma
- Kas gerginliği, baş ağrısı, mide rahatsızlıkları
- Çarpıntı, terleme, nefes darlığı
- Konsantrasyon güçlüğü ve yorgunluk
Kişi çoğu zaman bu düşüncelerin abartılı olduğunun farkındadır, ancak susturamaz. Bu nedenle sürekli tetikte kalmak, hem bedeni hem de zihni tüketir.
Kaygının Nesnesiz Doğası
Yaygın anksiyete bozukluğunda kaygı belirli bir nesneye veya olaya bağlı değildir. Kişi aynı anda birçok konuda endişe duyar:
- İşte başarısız olma,
- Sevdiklerine bir şey olacağı korkusu,
- Sağlıkla ilgili aşırı düşünceler,
- Maddi sıkıntılar,
- Gelecekle ilgili belirsizlikler…
Kaygı bir konudan diğerine geçer; kişi hiçbirinde kesin bir çözüm bulamaz. Bu yüzden rahatlama hali hiç gerçekleşmez.
Bedensel Yansımalar
Yaygın anksiyete yalnızca zihinsel bir durum değildir; beden de bu sürekli alarm haline eşlik eder. Fizyolojik belirtiler, kişinin yaşam kalitesini doğrudan etkiler:
- Kas gerginliği
- Baş ağrısı
- Mide-bağırsak sorunları
- Kalp çarpıntısı
- Terleme
- Uykusuzluk
- Yorgunluk ve halsizlik
Bu belirtiler kişinin hem fiziksel dayanıklılığını hem de günlük performansını azaltır.
Kaygının Psikolojik Kökenleri
Uzm. Dr. Turan Çetin’e göre yaygın anksiyete bozukluğu, yalnızca “endişe etme alışkanlığı” değil; çoğu zaman bastırılmış duyguların, çözülmemiş çatışmaların ve kontrol ihtiyacının dışavurumudur.
Sık Görülen Nedenler:
- Genetik yatkınlık
- Çocukluk dönemi travmaları
- Aşırı koruyucu veya eleştirel ebeveyn tutumları
- Uzun süreli stresli yaşam koşulları
- Mükemmeliyetçilik ve aşırı sorumluluk duygusu
- Kontrol etme ihtiyacı ve belirsizlik korkusu
Bu kişiler genellikle “her şey yolunda olmalı” inancıyla yaşar; kontrol duygusunu kaybettiklerinde zihin alarm verir.
Zihnin Sürekli Alarm Hali
Yaygın anksiyetede beyin, sürekli olarak “hazırlıklı olma” halindedir. Zihin her olasılığı kötüye gidecekmiş gibi değerlendirir. Ancak hiçbir şey gerçekten yaşanmadığı için rahatlama da mümkün olmaz. Bu da kişinin yaşam enerjisini tüketir, bedensel ve duygusal olarak tükenmişlik hissi yaratır.
Kadıköy Suadiye Psikiyatri Kliniği’nde Tedavi Yaklaşımı
Yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisi, kişiye özgü ve bütüncül bir yaklaşımla yürütülür. Tedavi süreci yalnızca kaygı semptomlarını değil, kişinin yaşam öyküsünü, stres kaynaklarını ve baş etme biçimlerini de kapsar.
1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
- Kaygıyı besleyen otomatik düşünce kalıplarını fark etmeye yardımcı olur.
- Kişi felaketleştirme, genelleme ve kontrol ihtiyacını tanır.
- Zihnin “sürekli uyarı hali” yavaş yavaş dengeye dönüşür.
2. Yaşam Düzeni ve Duygusal Farkındalık
- Uyku, beslenme, nefes farkındalığı ve gevşeme teknikleriyle bedenin dengesi yeniden kurulur.
- Kişi kontrol etme ihtiyacını bırakmayı ve belirsizlikle yaşamayı öğrenir.
3. Gerekli Durumlarda Tıbbi Destek
- Bazı bireylerde terapiyle birlikte kısa süreli ilaç tedavisi uygulanabilir.
- Amaç semptomları bastırmak değil, kişinin terapi sürecine daha sağlıklı katılımını sağlamaktır.
Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Yaygın anksiyete tedavi edilmediğinde kronikleşebilir.Zamanla depresyon, panik bozukluk veya psikosomatik rahatsızlıklarla birlikte görülebilir.Ancak doğru terapiyle tamamen kontrol altına alınabilir.En önemli adım, bu durumu “kişilik özelliği” değil, tedavi edilebilir bir ruhsal durum olarak görmektir.
Huzur Nasıl Yeniden Kazanılır?
Sürekli bir gerginlik, sebepsiz korkular veya bitmeyen endişeler yaşıyorsanız;bu durum kaderiniz değildir.Uzm. Dr. Turan Çetin, Kadıköy Suadiye Psikiyatri Kliniği’ndegüvenli, bilimsel ve kişiye özel bir tedavi süreci sunar.Amaç kaygıyı tamamen yok etmek değil;onunla sağlıklı bir denge kurmayı öğretmektir.
Çünkü huzur, kontrolü artırmakla değil,
kontrol etme ihtiyacını bırakmakla başlar.