İçindekiler

    Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir?

    Toplum içinde konuşurken kalp atışlarınız hızlanıyor, yüzünüz kızarıyor, elleriniz titriyor ve söylediklerinizin yargılanacağından korkuyorsanız; bu yalnızca “utangaçlık” değildir.Bu belirtiler, kişinin sosyal ortamlarda yoğun korku ve kaygı hissettiği sosyal anksiyete bozukluğunun (sosyal fobi) göstergesi olabilir.Bu bozukluk, bireyin ilişkilerini, iş yaşamını ve genel yaşam kalitesini derinden etkiler.

    Kadıköy Suadiye Psikiyatri Kliniği’nde hizmet veren Uzm. Dr. Turan Çetin, sosyal anksiyeteyi yalnızca “çekingenlik” olarak değil; kişinin benlik algısı, özgüveni ve geçmiş yaşantılarıyla bağlantılı bir süreç olarak değerlendirir. Çünkü sosyal anksiyete, sadece kalabalık önünde yaşanan gerginlik değil; görülmekten ve yargılanmaktan duyulan derin bir korkudur.


    Sosyal Anksiyetenin Başlangıcı

    Sosyal anksiyete genellikle ergenlik döneminde başlar. Kişi, arkadaşlarıyla konuşurken, sınıfta söz alırken veya topluluk önünde konuşmak zorunda kaldığında yoğun kaygı yaşar.
    Bu kaygı, zamanla:

    • Sosyal ortamlardan kaçınmaya,
    • Yalnızlaşmaya,
    • Özgüven kaybına yol açabilir.

    Sosyal anksiyetesi olan birey, bir toplulukta yanlış bir şey söylemekten, gülünç duruma düşmekten veya eleştirileceğinden korkar. Bu korku o kadar yoğun hale gelir ki, kişi sosyal ortamlardan tamamen uzaklaşmayı tercih eder.


    Sosyal Anksiyetenin Merkezinde Ne Yatar?

    Sosyal anksiyetenin merkezinde “başkalarının gözünde olumsuz görünme korkusu” bulunur.
    Kişi zihninde sürekli şu düşünceler döner:

    • “Elim titrerse ne düşünürler?”
    • “Yüzüm kızarırsa rezil olurum.”
    • “Sesim titrerse beni zayıf bulurlar.”

    Bu düşünceler, bedensel belirtileri tetikler; kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, ağız kuruluğu, titreme gibi semptomlar ortaya çıkar. Kişi bu belirtileri fark ettikçe, kaygı daha da artar ve bir kısır döngü oluşur.


    Günlük Yaşamda Sosyal Anksiyete

    Sosyal anksiyete bozukluğu yalnızca topluluk önünde konuşmakla sınırlı değildir. Aşağıdaki durumlarda da yoğun kaygı yaşanabilir:

    • Restoranda sipariş vermek
    • Toplantıya katılmak
    • Yabancıyla konuşmak
    • Dikkat çekmek
    • Yeni biriyle tanışmak
    • Kalabalıkta sunum yapmak

    Kimi bireylerde sosyal anksiyete yalnızca belirli durumlarda (örneğin performans gösterirken), kimilerinde ise neredeyse her sosyal ortamda ortaya çıkabilir.


    Erken Dönem Deneyimlerin Rolü

    Uzm. Dr. Turan Çetin’e göre, sosyal anksiyete bozukluğunun kökeninde çoğu zaman erken dönem yaşantılar vardır.
    Çocuklukta:

    • Aşırı eleştirici,
    • Yüksek beklentili,
    • Cezalandırıcı ebeveyn tutumları görülmüşse; kişi, “hata yapma korkusu” geliştirir.

    Sürekli “doğru davranması” beklenen çocuk, küçük hatalarında bile yargılanırsa, değersizleşmekten korkan bir benlik geliştirir.
    Bu öğrenilmiş korku, yetişkinlikte sosyal anksiyeteye dönüşebilir.


    Kendilik Algısı ve Sosyal Korkular

    Sosyal anksiyetesi olan birey, kendisini genellikle yetersiz, küçük veya başarısız görür. Başkalarının onu nasıl gördüğünü abartılı biçimde olumsuz tahmin eder. Bu durum, kişinin kendi zihninde gerçekçi olmayan bir korku atmosferi yaratır. Zamanla birey, kendi iç dünyasında yaşayan eleştirmeni dış dünyaya yansıtarak sosyal ilişkilerden geri çekilir.


    Sosyal Anksiyetenin Sonuçları

    Tedavi edilmediğinde sosyal anksiyete:

    • Yalnızlık ve izolasyon,
    • Özgüven kaybı,
    • Depresyon gelişimi,
    • Akademik ve mesleki performansta düşüş ile sonuçlanabilir.

    Birçok kişi bu durumu “kişilik özelliği” sanarak profesyonel yardım almadan yıllarca yaşar. Oysa sosyal anksiyete, tedavi edilebilir bir bozukluktur ve kişi yeniden güvenle iletişim kurmayı öğrenebilir.


    Kadıköy Suadiye Psikiyatri Kliniği’nde Tedavi Yaklaşımı

    Uzm. Dr. Turan Çetin, sosyal anksiyete tedavisinde kişiyi bir “semptom” olarak değil, bir bütün olarak değerlendirir. Tedavi süreci, kişinin iç dünyasını, düşünce kalıplarını ve geçmiş deneyimlerini anlamaya odaklanır.

    1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

    Bu yaklaşım, sosyal anksiyete tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir.

    • Kişi “başkalarının düşüncelerini tahmin etme” eğilimini fark eder.
    • Olumsuz otomatik düşüncelerle yüzleşir.
    • Sosyal durumlara daha gerçekçi ve esnek bir bakış geliştirmeyi öğrenir.

    2. Duygusal Farkındalık ve Öz Güven Çalışmaları

    Terapide yalnızca kaygı değil, öz güven ve öz değer de yeniden inşa edilir. Sosyal anksiyete; utanç, reddedilme korkusu ve onaylanma ihtiyacının birleşimidir. Bu duygular fark edilip dönüştürüldüğünde, kişi artık sosyal ortamları bir tehdit değil, ilişki kurma fırsatı olarak görmeye başlar.

    3. Bütüncül ve Güvenli Terapi Ortamı

    Kadıköy Suadiye Psikiyatri Kliniği, kişinin kendini özgürce ifade edebileceği, yargısız ve destekleyici bir alan sunar. Amaç, kişinin kendisini başkalarının gözüyle değil, kendi içsel değerleriyle değerlendirebilmesini sağlamaktır.


    Sosyal Anksiyeteyle Yaşamayı Bırakın

    Sosyal ortamlarda sürekli gerginlik hissediyor, kalabalıkta konuşmaktan veya göz temasından kaçınıyorsanız, bu yalnızca utangaçlık değil, tedavi edilebilir bir anksiyete bozukluğudur. Profesyonel destekle bu döngüyü kırmak mümkündür. Uzm. Dr. Turan Çetin ve ekibi, sosyal anksiyete yaşayan bireylere güvenli bir alan sunarak;

    • Kaygılarını yönetmeyi,
    • Özgüvenlerini yeniden kazanmayı,
    • Sosyal ilişkilerde doğal iletişimi kurmayı öğretir.

    Gerçek özgürlük, başkalarının gözünde değil, kendini olduğu gibi kabul etmekte başlar.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal ortamlarda yoğun korku ve kaygı hissiyle karakterize edilen bir ruhsal bozukluktur.
    Sosyal anksiyete bozukluğunun belirtileri arasında terleme, titreme, kızarma, kalp çarpıntısı, nefes darlığı gibi fiziksel belirtiler bulunur.
    Evet, sosyal anksiyete bozukluğu genellikle psikoterapi ve ilaç tedavisi ile yönetilebilir.
    Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler destek için psikolog veya psikiyatriste başvurabilirler.
    Sosyal anksiyete bozukluğuyla yaşamak, sosyal etkileşimlerden kaçınma, sürekli endişe duyma ve fiziksel belirtilerle baş etme zorluğu gibi zorluklarla dolu olabilir.
    Sosyal anksiyete bozukluğu genellikle sosyal durumlarda yoğun kaygıya odaklanırken, depresyon genel olarak umutsuzluk, keyifsizlik gibi duygusal belirtilerle kendini gösterir.
    Sosyal anksiyete bozukluğu olan biri, iş görüşmeleri, topluluk önünde konuşma gibi sosyal etkileşim gerektiren durumlarla baş etmekte zorlanabilir.
    Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler, sosyal ilişkilerinde çekingenlik, izolasyon ve iletişim zorlukları yaşayabilirler.
    Sosyal anksiyete bozukluğu olan biri, bir sağlık profesyoneline danışarak, durumu açıkça ifade ederek yardım istemelidir.
    Sosyal anksiyete bozukluğu toplumda oldukça yaygın bir durumdur ve tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır.

    Son Bloglar