Travma

Travma

Travma
TRAVMA

Ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen ve kişide yoğun kaygı, korku, endişe, dehşet, şaşkınlık duygularına yol açan ve kişinin yaşadığı bu duyguları tetikleyen olayları anlamlandırmasını zorlaştıran yaşam deneyimlerine travma denilmektedir. Travmatik olaylar kişide geleceğe yönelik değerlendirme ve anlamlandırma süreçlerine dair olumsuz etkiler yaratır. Tecrübe edilen bu olumsuz deneyim, kişinin hayatında kalıcı bir etki yaratır ve kişi hayatını olaydan öncesi gibi sürdürmekte zorlanır. Travmatik bir olayın zihinde tekrar ederek yaşanması ve olayı hatırlatan uyaranlarla karşı karşıya gelmekten kaçınması ve artmış uyarılmışlık gibi yani olayın artık yaşanmamasına rağmen aynı o andaki gibi yaşantılaması durumu gibi kendine özgü semptomları olan bir bozukluktur. Yaşanan travmatik olaya dair birey;

 

Güçlü bir suçluluk hissi duyabilir.
Yaşanan olayın ani şekilde gözünde canlanabilir.
Olayın yaşandığı yerden geçememe, kaçınma davranışı sergileyebilir.
Uyku ve yeme düzeni bozulabilir.
Gergin ve stresli bir halde olabilir.

Günlük yapacağı işlerin aksaması gibi özellikler travmalardan sonra yaşanacak durumlar arasındadır.

Travma insandan insana farklılık gösterdiği için yaygınlığı da farklılık göstermektedir. İnsanların yaşamış olduğu göç, savaş, doğal afet gibi durumlar da kişide travma etkisi yaratabilmektedir. En çarpıcı özelliklerden biri de insanın yarattığı travmaların doğal afet gibi durumlardan daha fazla etki bıraktığı bilinmektedir. Bunlar; tecavüz, şiddet, ölüme tanıklık etme, trafik kazası gibi durumlar olarak söylenebilir.

Travmanın yaşandığı an yani zaman, mekân, tarih gibi durumalar, travmanın niteliği ve şiddeti de o duruma travma diyebilmemiz için önemli bir unsurlardır. Travmanın şiddetini de belirleyen durumlar; o anın ölüm tehdidi içermesi, maruz kalma durumu, ani bir şekilde olması ve karşı karşıya gelme durumunun uzaması stresin şiddetini artıran durumları oluşturabilmektedir. Bahsetmiş olduğumuz durumlar travmada birincil travma olarak bilinmektedir. Bir de ikincil travma dediğimiz; insanların gözlemleyerek ve kendi başlarına gelmeden yaşadıkları deneyimlerdir.

Travma yaşayan kişiyi anlamak ya da bu durumun geçici olduğunu söylemek pek anlamlı değil gibi durmaktadır. Çünkü bu olay kişi için yaşandı ve etkisi hala devam etmektedir. Bu durumlar için sosyal destek en başta gelen yardımcı kaynak rolünü almaktadır. Çünkü travma yaşayan kişi kendini “yetersiz”, “çaresiz”, “terk edilmiş” gibi duygu ve düşüncelerle sarmalanmış hisseder. Yardımcı olunabilecek en önemli kriter empatik yaklaşmak ve sevildiğini hissettirmek olacaktır. Genel olarak ikincil travmalar sosyal destek azlığından oluşabilmektedir.

Tedavi : Birey olaydan hemen sonra ya da aradan uzun zaman geçmişse bu durumlar fark etmeksizin profesyonel bir yardıma başvurabilirler. Hayatlarının belli döneminde ya da sürekli şekilde travmatik olaylara maruz kalınabilmektedir. Bu durumların her zaman bir çıkışının olduğu bilinmeli ve yardım için başvuru yapmaları gerekmektedir.

Psikofarmakolojik müdahaleler ve psikoterapötik müdahaleler tedavide etkili olarak kullanılmaktadır. Özellikle alanda uzman ve yetkinliği olan psikoterapistler tarafından uygulanan, Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma (EMDR) tekniği ve Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yöntemi etkili bir iyileşme ve sonuç alındığını göstermiştir.